Oradea

Değişime Puanım
72/100
Değişim Türü
SCOPE
Ülke
Romanya
Ad Soyad
Merve Sevim
E-posta
mrvsevim@gmail.com
Ay
Ağustos
Yıl
2013
Staj Görülen Üniversite
Spitalul Judetean
Staj Görülen Bölüm
Genel Cerrahi
Karar ve Hazırlık Aşaması
5/10
Aslında Romanya’yı çok istekli olarak seçmedim. Sadece yurt dışı için bir deneyim oluşturmak istemiştim ve hiçbir yer gelmeme ihtimaline karşı Romanya’yı seçtim. Şehir konusuna gelecek olursak ben Oradea şehrini seçmemiştim. Oradea, Macaristan kıyısında küçük bir şehir ve oraya gidecek olan 2 Türk vardı. Birisinin daha sonra şehrini değiştirmesi üzerine tek Türk olarak gideceğimi bilmek biraz tedirginlik yaratmıştı. Daha sonra geç olmakla beraber grup açıldı ve toplamda 5 kişi olduğumuzu görmek daha üzücüydü. Şunu da burada belirtmekte yarar var: Romanya, Avrupa Birliği üyesi olmakla beraber Schengen vize kapsamı dışında bulunmaktadır. Ben ilk basta buna hiç dikkat etmemiştim. Romanya’nın kendisine ait vizeyi almak çok kolaydı ancak diğer ülkelere geçiş düşünenler için ekstra Schengen’i göz önünde bulundurmaları gerekir.
Staj
3/10
Romanya’nın o küçük şehrinde, şehrin tek üniversite hastanesi olan yer tam bir hayal kırıklığıydı. Genel cerrahi bölümünü isteyerek seçmiştim ancak doktorların umursamazlığı, bizimle düzgün bir iletişim kurmamaları çok kotuydu. Bunun nedeni dil değil tamamen karakterdi. Ayrıca hastanede staj boyunca yaptığımız tek şey sabah 8bucukta ameliyathaneye girip 2 operasyon izleyip gitmekti. Orada diğer ülkelerden gelip asistanlık yapan 2 kişi dışında hiç kimse bizimle ilgilenmedi, bir şey göstermek için gönüllü olmadı. Yapılan toplantılara katılmamızı istediler ama kendi dillerinde konuştular ve anladığımız tıbbi terimlerle kendimiz konuyu kavramaya çalıştık. Hastaneleri ve ameliyathaneleri son derece yetersizdi.
Konaklama
4/10
Konaklama için üniversite yurdunda kaldık, üniversitenin yeni yapılan binası yerine eski olan bizim için ayarlanmıştı. Katta tuvalet ve banyolar ortaktı ve oda çok kötüydü, tuvalet ve banyolar yeterli sıklıkta temizlenmiyordu. 4 kişilik bir yurt odasında 3 kişi kalmıştık. Darmadağın, kirli bir mutfak vardı. Neyse ki odada buzdolabı ve masalar vardı ki mutfağa gerek duymadan sadece odada kendimize yemek hazırlayıp yedik. Yurdun tek avantajı, hatta şehrin avantajı; küçük olması ve her yere yürüyebilmeniz. Yurttan markete yürüyerek gidip gelebiliyordunuz ya da şehir merkezine rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Yurtta çalışanlar ise hiç ingilizce bilmiyorlardı. Gittiğimde ilk birkaç gün tek başıma yaşamak zorunda kaldım ve internet şifresini öğrenemedim. Bir öğrenciyle konuşup sordurduğumda şifre yok cevabini aldım. Bambaşka bir ülkede kimseyle anlaşamayıp ailemle konuşamayıp o garip yurtta uyumaya çalışmak korkunçtu.
Yiyecek - İçecek
8/10
Sadece öğle yemekleri için bir otelin restoranı ile anlaşılmıştı. Elimizde imzalı küçük kağıtlar vardı ve onları yemeğe gittiğimizde kullanıyorduk. Yemekler pek iyi değildi ancak sebebi kültürel farklılıklardı. Restoran görevlileri çok nazikti ve her zaman ilgiliydiler. Gelen kişilerden müslüman olanlara domuz eti çıktığı gün ekstradan tavuk pişiriyorlardı. Çorba, yemek ve tatlı oluyordu. Yemeklere alışamasak da tatlıları her zaman lezzetliydi. Ayrıca gitmediğimiz günler için artan biletlerimizin parasını geri ödediler. Tabi ki sabah ve aksam yemeği kendi cebimizden çıktı ve mutfağı kullanamadığımız için çoğu akşam dışarıda yemek zorunda kaldık. Çok zorlandığımızda imdada Mc Donalds ve KFC yetişti. Ve Türkiye’de görmediğim adı Türk kebabı olan dönerleri vardı. Sanırım buradaki adi İskenderun usulü ya da Hatay usulü döner olarak geçiyor. Bir Türk için döner yemek sıkıcı hale geldiği için sadece 2 kez yedim. Dip not olarak döner yapan Türklerle Türkçe konuşmayı denemeyin, o Türkler artık Türkçe bilmiyorlar. Bir de şehir merkezindeki 'lactobar retro bistro'ya kesinlikle gidin mekanın iç dizaynı çok güzel ve tüm garsonlar çok ilgili. Yemekler de bir o kadar lezzetli. Tatlıları benden 10 puan alır.
Dil ve Kültür
9/10
Romanya’da gençlerin tamamı, orta yaşlıların da az bir kısmı ingilizce biliyordu. Hatta genç kesim ingilizceyi çok iyi konuşuyordu. İlk geldiğim gün beni havaalanından bir arkadaş alıp yurda götürdü ve akşam uçakla değişime gidecekti. Benimle esas ilgilenecek kişi gelememişti. Akşam yemeği için de bir yere bıraktı ve sonra yanımdan ayrıldı. Geri dönerken yolu bulamadım ve birisine sordum. Sorduğum kişi çok cana yakin bir genç kızdı, kendisi orada yaşıyordu ve çok iyi ingilizce konuşuyordu. Bana yolu tarif etti, hatta bir sure benimle yürüyüp sohbet etti. Romanya halkı daha sonra karşılaştığım insanlardan da yola çıkarak söyleyebilirim ki çok yardımseverler. Hatta kimi insan ingilizceyi düzgün konuşamasa bile yardim etmeye çabalıyor ya da ingilizce bilenlere yönlendiriyor.
İletişim ve Haberleşme
10/10
Şehrin en güzel yanı şehirde bedava wifi olmasıydı. Bir gün gecikmeli de olsa yurdun wifi şifresini de almıştım ki almamış olsam bile şehrin çoğu yerinde, otobüs duraklarında, şehir merkezinde çok geniş alanda ulaşabildiğiniz internet vardı. İnternete ulaşamadığınız yerlerde de çevrede bulunan cafelerde vardı. Ancak bu iletişim hastanede söz konusu değildi. Hastane şehrin yukarı taraflarında ve şehrin internet alanında değildi. Her an her dk elinizde bilgisayarla istediğiniz insanla görüşebilirsiniz. Herkesten uzak ama ayni zamanda yakin olabiliyorsunuz.
Ulaşım
8/10
Öncelikle Ankara’dan İstanbul’a THY ile daha sonra oradan Romanya Hava Yolları ile Bükreş’e uçuş gerçekleşti. Bükreş’te ne yaparsam yapayım, hangi saate alırsam alayım uzun süreli bekleme yapmak zorundaydım. Bükreş havaalanı bir başkente yakışmayacak derecede küçüktü. Oturacak yer dahi bulamıyordunuz ki oturursanız bu defa da kalkmaya korkuyordunuz. Oradea’ya gideceğimiz uçak ise aşırı derecede sallantılı, küçük ve rahatsız ediciydi ancak tüm bunlara karşın uçakta hostesler çok ilgili ve nazikti ve verilen yiyecekler gerçekten fazlasıyla iyiydi. Beni Oradea havaalanından birisi alıp yurda yerleştirdi. Şehir içi ulaşım ise çok kolaydı; yürüyün:). Ama illa otobüse binmek isterseniz sık sık otobüs bulabilirsiniz şehir içine giden ancak problem şu ki küçük kağıt şeklinde bilet kullanıyorduk. Orada oturum iznimiz olmadığı için diğer Romanya vatandaşlarının kullandığı aylık belli ücret karşılığı alınan sınırsız kartları kullanamıyorduk. Ulaşım için en iyi alternatif taksiydi. Aynı yere gidecek 3 kişi otobüs biletine verecekleri parayla aynı yere taksiyle gidebiliyordu. Özellikle iki otobüs gerekiyorsa tercih edilmesi gereken taksidir. Otobüslerde her kapıdan inip binebilirsiniz her kapıda bilet kullanmak için alet var ve bilet kontrol edilmez herhangi biri tarafından. Duraklarda da otobüsün kaç dk içinde geleceği yazıyordu.
Gezi - Eğlence
8/10
Hafta sonu gezileri kaldığımız şehre çok çok uzaktı. Bunlardan bir tanesine katılabildik ki yolculuk bizim için felaketti. 8 kişilik bir tren vagonunda uzun saatler suren ki bu 12 saat, tam anlamıyla yıpratıcıydı. Yorgunluktan gezmeye halimiz kalmamıştı. Gittiğimiz şehir Brasov’du. Orada diğer öğrencilerin kaldığı yurtta kaldık ki kendisine ait banyosu olan odalardı bunlar. Brasov’da bizimle ilgilenen ekip çok iyiydi. Kesinlikle teleferikle en tepeye çıkılıp Brasov’a oradan bakılmalı, manzara muhteşem. Ayrıca Dracula’nın yasadığı ev olarak tanımlayabileceğimiz eski Romanya kralının evini görmeye gidilmeli, kıyıda köşede yerlere iyi bakın. Gösterilmeyen ancak içinde işkence aletlerinin bulunduğu bir oda mevcut.
Romanya’da gece hayatı da es geçilmemesi gereken bir konu. Özellikle gençlerin bir rutinidir boş oldukları hemen her aksam gece kulüplerine gidilir. Oradea’da gece eğlenmek için gidilecek mekanların bulunduğu 'Black Eagle' adi verilen bir pasaj var ki eğlencenin merkezidir. Ama eğlence gece yarısından sonra baslar.
Bir diğer geziyi kendi imkanlarımızla Cluj şehrine yaptık. Burası da yine görülmesi gereken şehirlerden. Pansiyonlarda çok ucuza konaklama sağlanabiliyor. Romanya’daki cpnin bize sağladığı gezilerden biri de günübirlik rafting ve piknikti. Rafting yapılan yer aşırı dalgalı değil, sadece ilk rafting deneyimi için eğlenceli olduğu söylenebilir. Bir diğeri ise salsa gecesiydi. Her hafta ayni gün yapılan bir salsa gecesine katılmıştık. Aşırı profesyonel insanlar da vardı ancak çevremizde bizimle birlikte orada bulunan Romanya’dan arkadaşlar da bize salsa öğrettiler. Değişik figürler öğrenmeye çalışırken çok eğlendik.
Şehirde toplam 3 AVM bulunmakta ve bunların ikisi büyük AVM idi. İstediğiniz her şeye çok kolaylıkla ulaşabiliyordunuz. Hem eğlence hem sinema, hem alışveriş hem de yemek. Eğer Schengen vizeniz varsa Budapeşte’ye gidin derim. Otobüsle gidiliyor ve sadece 4 saat sürüyor. Üstelik yolculuk sabah 4te bile yapılabiliyor. Ya da başka yere gidecekseniz yine Budapeşte havaalanını kullanabilirsiniz, orası da 3saat sürüyor.
Şehir Şartları
8/10
Şehir küçük her yere yürüme mesafesinde bir şehirdi. İhtiyacınız olan her şey var. Küçük bir şehir olmasına rağmen büyük markaların mağazalarını da bulabiliyorsunuz. Şehrin ortasından güzel bir nehir geçiyor. Nehir etrafında yürüyebilir ya da bisiklet turu yapabilirsiniz. Bisiklet kiralayan bir kafe var. Yapmanız gereken tek şey o kafede tur sonrası oturup bir şeyler içmek. Bu bahsettiğim kafe de Black Eagle’ın içinde yer almakta. Şehrin merkezinde olmasa da yakin mesafede gidilebilecek bir aquapark havuz ve eğlence merkezi gibi bir alan bulunmakta. Kendim gitmemekle beraber öğrenmenizi tavsiye ederim. Şehirde gece hayatı sadece barlarda değil nehir kıyısında da aktif. Büfelerden alabileceğiniz 2,5 ltlik kola şişesi formatında şişelerde çok ucuza satılan biraları alıp doğru nehir kıyısına gidin.
Genel Bütçe
9/10
Para birimleri neredeyse Türkiye’yle aynı. Pek de pahalı olmayan bir ülke. Hatta Mc Donalds bile orada daha ucuz. İçki özellikle ucuz. İster marketten alın isterseniz bir barda tüketin. Alışveriş yapacak paranız da cebinizde kalır ki avmler alışveriş için çok uygun her türlü şey bulunuyor.
Yapılacaklar - Yapılmayacaklar
Oradea’ya geliyorsanız herkesin bildiği 'Cupelka' (yazımı doğru değil duyduğum şekliyle yazdım) adlı tepeye kesinlikle çıkın. Hatta bira ya da başka içecekler ve çekirdekle çıkın, tüm şehri izleyip güneşin batışıyla keyif yapın. Bir defa değil birden fazla defa gidilmeli bence. Eğer ağustos ayının başında gidiyorsanız şehrin en büyük parkında yapılan bira festivalini kaçırmayın derim. Fazla özelliği olmamakla beraber değişik lezzetler, tatlılar, yemekler tatmak için mükemmel bir alternatif. Ayrıca şehirde sık sık festival oluyor. Yine ağustos ayında çiçek festivali mevcuttu. Tüm bunların duyurusu nehrin kenarında bulunan belediye binasında büyük pankartlar halinde mevcut oluyor. Kesinlikle Romanya’dan insanlarla arkadaş olun, müthiş eğlenceliler ve size her konuda yardım ediyorlar. Sizi gezdirebilir veya gezi önerileri sunabilirler. Sizinle gönüllü olarak ilgileniyorlar. Benim tanıştığım insanlar tıp fakültesi dışından kişilerdi. Özellikle onlar zorunluluk olmadığı halde sizinle arkadaş olmaktan keyif alıyorlar.
İlk gittiğimde 3 gün boyunca tek başınaydım. Birilerini benimle ilgilensin diye ayarlamaya çalıştılar ama çok başarılı da olmadı bu durum. Bunların son gününde ancak esas cp ile görüşebildim ve gerekli bilgileri alabildim. Kendisinin son senesiydi. Umarım daha ilgili bir cp ile karsılaşırsınız, işler sizin için daha iyi olur. Hastanede kesinlikle cerrahi bölüm tercih etmeyin, ameliyathaneler hiç iç açıcı değil. Bana sorarsanız Romanya’da Bükreş, Brasov, Cluj ve Galati varken Oradea kesinlikle yazmayın. Diğer şehirlerdeki arkadaşların anlatımı ve benim ziyaretimle net olarak söyleyebilirim, orada her şey için alternatifler daha üst kalitede. Ama illa ki geliyorsanız tüm alternatifleri öğrenip keyfini çıkarmaya bakın. Şehrin keyfini sürün ve son olarak çingenelerden uzak durun. Bazen bunlardan küçük çocuklar gerçekten hırçın ve tehlikeli olabiliyor(deneyimlenmiştir).