Tuzla

Değişime Puanım
74/100
Değişim Türü
SCOPE
Ülke
Bosna Hersek BoHeMSA
Ad Soyad
Gamze Göksu
E-posta
gamzegoksu90@gmail.com
Ay
Ağustos
Yıl
2013
Staj Görülen Üniversite
Klinicki Centar Univerziteta u Sarajevu
Staj Görülen Bölüm
Kardiyovasküler Cerrahi
Karar ve Hazırlık Aşaması
8/10
Gidip gitmeyeceğime başlangıçta emin değildim aslında. Daha önce BoHeMSA ile Bosna Hersek, Sarajevo’ya gitmiş birçok arkadaşım bana şiddetle tavsiye etti. Daha gitmeden her şeyi öğrenmiştim. Öyle güzel vakit geçirip o kadar eğlenmişler ki ben de gitmeliyim dedim. Ayrıca zorla facebook grubu kurdurmuş da olabilirim. Hangi ay, hangi şehre yerleştiğinizi önceden öğrenmek için mail atabilirsiniz. Haziranda en geç kendileri geri dönüş yapıyor zaten.
Staj
7/10
İlk çalışma günü tüm grup arkadaşlarımızla birlikte hastaneye gittik, bizleri bölüp eşlik ederek bölümlerimize götürdüler. İlk gün gerçi staja başlayamadık, çünkü şart koştukları MRSA testini kendi stillerinde istiyordu kardiyovasküler cerrahi bölümü. Bu sebeple ilk gün sadece sekreterle görüştük. Testi yaptırmaya gittik. Tabi bu süre zarfında yoğun bakımda bulunabiliyorduk, fakat ameliyatlara girmek için bu sanitation kartı şarttı. Daha sonra bu kartları alınca yani 2 gün sonra tam anlamıyla başlayabildik staja. Sorumlu doktor ile tanıştırılmadık açıkçası. Sertifikayı alınca öğrendik Dr. Granov’muş meğerse bizden sorumlu olan doktor. Kardiyovasküler cerrahi uzmanı olan kadın doktor dışında pek soru sorup iletişim kuran olmadı. Ama anestezistler çok konuşkan ve yardımseverdi, stajın sonlarına doğru işlemleri (entübasyon vs) bize yaptırdılar. Ben dönem 5 olarak gittiğim için bypass vs yapılırken hastayı kaparken dikiş atmama izin verdiler. Kvc’de 2 kişiydik, diğer kişi dönem 2’yi bitirmiş olduğu için, kıdemden dolayı her şeyi önce bana teklif ediyorlardı. Ameliyathanede geçirdik zamanımızın çoğunu. Aort, mitral valv replasmanı, bypass gibi her türlü operasyonu gözlemleme şansımız oldu. Her gün maksimun 2 ameliyat oluyordu, o sebeple genelde öğleden sonraya kalmıyorduk hiç. Sadece acil vaka alıyorlardı öğleden sonraları. Bana daha önceden en çok ingilizce bilinen bölümlerden biri olduğu söylenmişti ki, gerçekten öyleydi. Personel, hemşireler çok yardımseverdi. Bize evde dikiş çalışmamız için aort yerine kullanılan maddeden, iplik ve dikiş setleri de verdiler ki sonraki günlerde hasta üzerinde zorlanmayalım. Ameliyat aralarında mutfak benzeri bir yerde toplanıyordu herkes. Bosnalıların bizim Türk kahvesine benzer bir kahveleri var aynısını farklı pişiriyorlardı. Bol bol Bosna/Türk kahvesi içip muhabbet de ettik orda. Stajda yapabileceğim çoğu şeyi yapmadım açıkçası, bu da biraz dönem 5 olup, öyle artık eskisi kadar merak etmediğimden sanırım.
Konaklama
7/10
Konaklama için Kobilja Glava adlı yerde şehir merkezine bir otobüsle 10 dk kadar uzaklıkta bir ev ayarlanmıştı. Ev 3 katlı ve en üst katında evin sahibi olan kadın ve onun çocuğu yaşıyordu. En alt katta yataklı odalarımız, 2. katta ise mutfak, oturma odası vardı. Bahçesi de vardı, özellikle arka bahçe oturmaya, yemek yemeye elverişliydi. Ev çok eski ve pisti, ama tüm değişim öğrencileriyle birlikte kalıyor olmak gerçekten çok keyifliydi. Biz 11 kişiydik. Bir kişi dışarıda bir yurtta kalmayı tercih etmişti. Bir kız Mısır’dan gelmiş ve erkeklerle aynı yerde kalmak istemediği için ekstra para ödeyerek üst katta ayrı bir odada kaldı. Geriye kalan 9’umuz 4-3-2 kişi şeklinde kaldı. Sadece 2 erkek vardı çünkü. Ben 4 kişilik odada kaldım. Kalabalık kalmak sorun olmadı hiç. Alt katta tek bir banyo/tuvalet vardı, üst katta da vardı ama genelde herkes bu aşağıyı kullanıyordu. Temizlik malzemelerini vs hep kendimiz temin ettik. Evde wifi vardı. Bu en büyük avantajlardan biriydi sanırım. Ama alt katta biraz zor çekiyordu. Sırf bu yüzden, erken gelme avantajımız olarak, en alt katta wifinin tek çektiği odaya yerleştik hemen. Erken gidince seçme şansınız oluyor, oda olsun, yatak olsun, dolap olsun bunlar önemli. Evdeki kadının ingilizcesi yok denecek kadar azdı, bir sorun olduğunda oğlu iletişimi sağlamaya çalışıyordu.
Yiyecek - İçecek
6/10
Hastanede bir öğün yemek ayarlanacağı beklentisindeydik açıkçası ama biz hastanede hiç yemek yemedik. Bu sebeple çok az da olsa bir miktar para geri alabildik. Sabahları erken kalkabilirsek ki ben hep erken kalkıyordum, evde kahvaltı yapıp çıkıyorduk. Öğlen yemek olmuyordu, o sebeple saat 2 gibi en geç hastaneden çıkmış olup bir yere yemek yemeye gidiyorduk. Neyse ki yemekler ucuzdu, Chipas olsun U2 pizza olsun müdavimi olmuştuk :) Akşam yemeklerini de keyfimize göre bazen evde hazırlıyorduk, ama çoğunlukla dışarıda yiyorduk. Ben çok değişik yemek denemedim, yemek seçerim zaten, o yüzden genelde aynı şeyleri yedim, pişman değilim. İçecekler kahve vs, özellikle alkol de çok ucuzdu. Cevapi denemelisiniz mutlaka, şehir merkezinde, otogar yakınlarında satan bolca yer var. Sarajevo’da ya domuz eti yersem diye bir sıkıntınız da olmaz genelde, büyük çoğunluk müslüman çünkü.
Dil ve Kültür
7/10
Sarajevo’da genelde herkes Boşnakça konuşuyor. Zor dil, neyse ki geçen zamanda birkaç kelime öğrendik de taksicilerle yüzgöz oluşumuzu minimuma indirdik. İnsanların çoğu yardımsever, bazı aksi tiplere denk gelmezseniz. İnsanlara İngilizce biliyor musunuz diye sorduğunuzda çoğu birazcık diyor ama senden benden (evet biraz abarttım ama) iyi konuşuyorlar. Sarajevo’da yaşayan insanlar bize fazlaca benziyorlar. Olabildiğince müze gezip, biraz yakından tanımaya çalıştık ama olduğu kadar tabii :) Milli müzenin kapalı olması travmatikti mesela. Hastaneler 7’de çalışmaya başlıyor, shift usulü çalışıyorlar. Bosna kahvesi adını verdikleri Türk kahvesinin farklı pişirilmişini, Nescafe’den daha sık tüketiyorlar. Çay içme alışkanlıkları pek yok, içerlerse de yeşil çay içiyorlar. Bizim sık tükettiğimiz siyah çayı bulmak imkansız. Zaten çaydanlık diye bir şey görmedim :) Kullandıkları birçok kelime Türkçeye benziyor. Cezva, kaşıka, secer gibi. Ama yapı olarak o kadar farklı ki dil hiçbir şey anlayamıyorsunuz. Cevapi yanına yoğurt alıyorlar, bizim ayranın daha kıvamlısı fakat tuzsuzuydu. Kebap yanına ayran alan biz misali. Şehir merkezinde İngilizce bilen bolca bulunurken; otogar, tren istasyonu gibi elzem yerlerde hiç İngilizce bilen yok. Hastanede anlaşma açısından sorun yaşamadık, elbet anlayan biri oluyordu. İki Türk olduğumuz için evde sadece İngilizceden bezince ve aramızda konuşmak istediğimizde Türkçe’ye dönüyorduk. İngilizce konuşma akıcılığım ve ekstra kelime öğrenmem açısından benim için yararlı oldu.
İletişim ve Haberleşme
7/10
Şükürler olsun ki evde wifi vardı. Yoksa dış dünya ile iletişim nasıl kurardık bilemiyorum. Whatsapp, Facebook’un vs çok değerli olduğu anlar bu yurtdışında geçen zamanmış. Kendi aramızda haberleşebilmek için Bosna hattı aldık oraya gidince. Aldığımız operatörde mesaj atmak 0.20 km idi. En ucuz hattı almışız ama internet alamıyorduk bu hatla birlikte. Onları iyice araştırmak lazım. Hastanede de wifi vardı, ben sorduğumda yok demişlerdi ama her bölümün kendi içinde şifre ile erişilebilen wifi var. Şifreyi soracak birini bulmanız yeterli. Ben bilgisayar götürmemiştim evde 3 bilgisayar vardı, isteyince herkes veriyordu hiç sorun yaşamadık. Tabii telefonla bütünleştik o ayrı.
Ulaşım
5/10
Ankara’dan Pegasus’la İstanbul-Sarajevo aktarmalı olarak uçtum. Bileti olabildiğince erkenden almıştım, bu sayede daha ucuza gelmişti. İstanbul dış hatlarda aynı değişimde olduğum arkadaşımla buluşup (özellikle aynı uçağa bilet almıştık) birlikte 2 saatte Sarajevo’ya ulaştık. Karşı taraf, ev sahibi olan kadının bizi havaalanından kişi başı 10 € karşılığında alacağını söylemişti. Normalde taksiciler kazıklıyormuş diye böyle ayarlamışlar ama. Kadın tek sefer yapıp resmen bizi de kazıkladı ama neyse. Neyse ki evi filan aramak zorunda kalmadık. Direkt eve gidip yerleştik. Biz gittiğimizde temmuz değişim öğrencileri hala evdelerdi, onlardan ön bilgi aldık. Şehir merkezine veya hastaneye gitmek için otobüs kullanmak gerekiyordu. 3 kişi olduğunuz zaman taksi otobüsten daha ucuza geliyordu. Her sabah evin sahibi kadın bizi erkenden hastaneye bırakıyordu bunun için ona para ödemişlerdi ama kadın biraz dengesizce olduğu için bazı günler haber vermeden götürmediği de oluyordu. Eve gelmek bizdeydi, valla ulaşıma bu kadar para harcanır mı, harcanıyormuş. Bir bilet 1.70 km idi. Ama bence aylık indirimli biletler de vardı ama NEO’ların filan kendi arabaları olduğu, benzin de ucuz olduğu için hiçbirinin bilgisi yoktu. Otogarda yaşadıklarımız da tam survivor. Derdimizi anlatamıyoruz bir kere. Bizim Dubrovnik biletimizde sorun çıktı, iki aynı isme farklı günlerde bilet yazmışlardı ve bunu son anda fark ettik. Allahtan tam anlamıyla Avrupa ülkesi değiller de, bileti değiştirdiler, şanslıyız ki hem İngilizce hem Boşnakça bilen birinden rica ederek sorunu çözdürebildik.
Gezi - Eğlence
7/10
Aslında ekip 3-4 tane gezi programı ayarlamıştı, fakat biz önceki gruptan öğrendiğimiz üzere 2-3 tanesi gerçekten para ziyanı ve sıkıcıymış. Zaten oraları da kendimiz bir şekilde gidip gezdik. Herkesin özellikle tavsiye ettiği tek bir gezi vardı, rafting ve Herzegovina turu. Gerçekten çok başarılıydı, çok eğlendik. Bir gün Konjic’te konakladık, ilk gün rafting yaptık, yeme içme her şey dahildi. Sonraki gün de Mostar dahil 5 farklı yer (Medjugorje, Pocitelj, Kravice, Blagaj) gezdik. Aslında bir de Karadağ gezisi ayarlamışlardı bence gitsek o da güzel olacaktı, Karadağ’daki değişim öğrencileriyle birlikte deniz kum güneş gibi bir şey olacaktı, ama grup çok istemedi. Düzenleyenlere daha önce bazı olaylardan güven sarsılınca, herkes ekstra para istediklerini düşünüp gitmemeye karar verdi. Ekip 3-4 kez eve gelip bizimle konuştu, ilgisizlerdi diyemem ama bıkkınlardı, anladığım üzere her yıl gelenlerle bunlar ilgileniyormuş. (4 yıl önce giden arkadaşım da aynı kişilerle iletişim halindeymiş, siz düşünün.) Bizim Andrea’mız vardı. Bosna Hersek rehberi kitabını okuyup okuyup şöyle bir yer var oraya gidelim dedi ve sayesinde gitmediğimiz yer kalmadı sanırım. Umoljani, Lukomir, Ilidza, Vrelo Bosnia sadece hatırlayabildiklerim. Eğlence potansiyeli aslında biraz grubun uyumluluğuna bağlı diye düşünüyorum. Biz hep birlikte çok eğlendik. Ama gidemediğimiz yerler de oldu maalesef. Zaman yetmedi mi yetmiyor. Türkiye’den olan diğer arkadaşımla biz Dubrovnik, Split ve Belgrad’a da gittik, buralarda konaklayıp gezdik bol bol. 2 kişiden fazla olsak belki daha farklı olurdu ama biz çok eğlendik. Eğer Bosna Hersek’e gidiyorsanız mutlaka diğer ülkeleri gezmeyi de düşünün, başka türlü fırsatınız olmayabilir.
Şehir Şartları
8/10
Bizim yaşadığımız yer şehre biraz uzaktı. Şehir merkezine geldikten sonra her yere yürüyerek ulaşabiliyorduk. Şehir merkezinde BBI Centar adlı AVM var, diğer yerlere göre biraz pahalıca ama güzel; içinde banka var, buradan veya yine çok yakında olan Ferhadija Caddesi’nin devamında olan exchange officelerden paranızı değiştirebilirsiniz. Şehir merkezinden hediyelik eşyalar alınabilir. Normalde olacağından daha pahalı ama başka yerden de o tip şeyler bulamazsınız. Çoğu pazarlığa açık, şansınızı deneyin derim. Bazıları çok az da olsa Türkçe bile biliyor. Alışveriş için tramvayla ulaşılabilecek mesafelerde 3-4 tane AVM daha var, alışveriş yapmak için oralara da gidilebilir, şehir merkezindekine oranla daha güzeller bence. Buradaki perşembe, salı pazarı tadında pazarı da var, ucuza birçok şey alabilirsiniz oradan da. Birçok sayıda kafe var, tüm kafelerde yemek yiyebilirsiniz. Akşamları eğlence için de mekanları mevcut. Ama size tavsiyem eğlenceyi seviyorsanız en azından bir kere Sloga’ya gitmeniz. Çok yer var pub tarzında, çoğu mekan birbirine benziyor, siz de kendi tarzınıza en benzeyeni seviyorsunuz. Biz genelde her seferinde başka yere gittik, böylelikle her yeri deneyip, keşfettik.
Genel Bütçe
9/10
Sarajevo zaten ucuzdu. Ben yanımda götürdüğüm parayı olabildiğince idareli kullanmaya çalıştım. Fazla alışveriş yapamadım ama Hırvatistan ve Sırbistan’a da gittiğim için yine de fazlaca harcadım. Ortalama uçak bileti ve başlangıçta yatırdığımız konaklama+yemek harici ortalama 700-750€ civarı harcadım. Sadece Sarajevo’da kalınsa bu miktarın yarısı bile yeterli olur. Ekibin ayarladığı gezilere gidildikçe bütçe de artıyor tabii, aklınızda olsun.
Yapılacaklar - Yapılmayacaklar
Bizim bildiğimiz siyah çay yok, yanınızda sallama çay götürmenizi tavsiye ederim, eğer içmeden duramam diyorsanız. Yanınızda ekstra telefon götürün! Yaptığım en büyük hata. Mecburen hat alıyorsunuz gidince. Normal telefonunuzdan da wifi’lerden yararlanırsınız. Taksilerin plakasına dikkat etmek gerekli burada, AA ile başlamaları önemli ve taksiye bindiğiniz zaman taksimetreyi açtırın mutlaka, turist buldular mı kazıklamak için her fırsatı değerlendiriyorlar. Gideceğiniz ülke ile ilgili bir kitap alın, gidince orada ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz, oradan almaya kalkarsanız kazıklanırsınız. Şehri panaromik olarak görebileceğiniz devasa bir gökdeleni var (Avaz Twist Tower) ve en üst katı cafe şeklinde, mutlaka gitmelisiniz oraya. Ya da direk en üst kata çıkıp şehri seyredebilirsiniz. Düzenlenen rafting gezisine ve herzegovina turuna mutlaka gidin. Umarım arı alerjiniz yoktur. Bosna’da ölümüne arı var. Resmen karasinek filan yok her yer arı. Gerçi ısırılmadık hiç ama bu rafting için gittiğimiz yerde hava kararana kadar bana rahat vermediler.
Sarajevo değişimi benim için çok farklıydı. Daha önce değişime gitmediğim için öyle pişman oldum ki. Sarajevo da birkaç günden sonra her şey rutine binse de gezilip görülebilecek o kadar çok doğal güzelliği var ki Bosna Hersek’in, mutlaka gidip görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Aslında tarihe de biraz meraklıysanız ve okuyup giderseniz ayrı keyif alırsınız. Oradaki insanlar savaşı resmen yaşamış, herkesin canlı anıları var, dinlemek isterseniz. Hastanede geçirdiğim vakit ayrı, diğer değişim öğrencileriyle geçirdiğim vakit ayrı keyifliydi. Bana çok şey kattığını düşünüyorum. Ve tekrar ediyorum mutlaka Bosna Hersek’e gitmişken diğer ülkeleri de ziyaret edin. Biz önceden gideriz diye konuşmuştuk, sonrasında oraya gidince internetten araştırıp kendi başımıza gezdik, çok da keyif aldık. Tadı damağımda kalan bir değişimdi, teşekkürler! :)